Her yıl milyarlarca hayvan türlü işkencelere maruz bırakılarak katlediliyor. Mezbahalarda ve et çiftliklerinde çok kötü koşullarda, sıkış tıkış kafeslerde etleri için yetiştiriliyor ve canice öldürülüyorlar. Belli periodlarda yeniden horlatılan kürk modası nedeni ile yılda 50 milyona yakın hayvan katlediliyor, üstelik bunların 2 milyonu kedi ve köpek gibi evcil hayvanlar. Dünyada her yıl milyonlarca hayvan hiçbir somut veriye ulaşmayan deneylerde istismar ediliyor. Eğlence ve gösteri sektörü ise binlerce hayvanı sirklerde ve hayvanat bahçelerinde tutsak ediyor. Bavullarda sıkış tıkış bir biçimde sınırlardan sokulan ve bir şekilde hayatta kalmayı başarmış cins hayvanlar petshop adı verilen ticarethanelerde alelade mal muamelesi görüyor, günlerce yemek ve su verilmeden kafeslerde tutuluyor ve fahiş fiyatlarda petshop vahşetinin bilincinde olmayan kişilere pazarlanıyorlar. Bu noktada hayvan özgürleşmesi kavramına değinmek gerekiyor. Hayvan özgürlüğü kuramı ilk defa Peter Singer tarafından 1975 yılında öne sürülen ve özetle insanoğlunun kendi türdeşleri için savunduğu adalet, eşitlik ve etik kavramlarını diğer canlıların hakları için de göstermesi gerektiği görüşünü içeren bir kuram.
Gelelim Kürke Hayır Platformu’nun aktivizm anlayışının nasıl şekillendiğine ve hangi disiplinlerden etkilendiğine. Kürke Hayır Platformu ekibi, insan hakları ile hayvan hakları olgusunun aslında birbirinden hiç de farklı olmadığına ve hayvan özgürleşmesi felsefesine inanan kişilerden oluşuyor. Biz, insanoğlunun genelinde hakim olan ‘üstün tür olan insanoğlunun diğer canlıları kendi çıkarları için kullanabileceği’ savına karşı duruyoruz. Bu bağlamda mücadelemizi yalnızca kürk endüstrisine karşı değil, ilk paragrafta sözü geçen tüm istismar çeşitlerine karşı sürdürmeye çabalıyoruz. Bunu yaparken, tüm hak mücadelelerinin temelde aynı olduğuna inanıyor ve bu görüşümüzden yola çıkarak çevrecilerin eyleminde savaş karşıtlarının, savaş karşıtlarının eyleminde eşcinsellerin ve eşcinsellerin eyleminde hayvan özgürleşmesi hareketini savunanların aynı meydanlarda birlikte yer almasının gerekliliğine inanıyoruz. Biliyoruz ki, hayvan hakları konusu pek çok alanı kapsamakta. Hayvan hakları istismarı ise hayatın her alanında -kullandığımız diş macunundan tutun da, başımıza taktığımız şapkaya kadar- karşımıza çıkıyor. Hepsi de ayrı ayrı ele alınması, dikkatlice incelenmesi ve üzerinde araştırma yapılması şart olan konular. İşte bu nedenlerle Hayvan Özgürleşmesi Hareketi (www.hayvanozgurlesmesi.org), Kürke Hayır Platformu’nun temelini oluşturuyor ve vejetaryenlik, hayvan deneyleri, barınaklar, hayvanların eğlence sektöründe kullanılması ve kürk karşıtlığı konuları ile ilgileniyor.
Hayvan hakları mücadelesinin Hayvan Özgürleşmesi Hareketi ve Kürke Hayır Platformu gibi oluşumlarla bilimsel, araştırmacı ve sorgulayıcı bir ivme kazandığına inanıyoruz. Sevindirici olan ise, son zamanlarda hayvanlara reva görülen olumsuz tutumlar konusunda kimi insanların biraz olsun düşünmeye başlaması. Pek çok kişi alışkanlıkları ile çelişme pahasına hayvanların katledilmesini içine sindiremese de lezzetinden vazgeçemediği için et yemeyi sürdürdüğünü veya sağlığına iyi geldiğine inandığı için hayvanlar üzerinde korkunç deneyler yaptığını bildiği bir şirketin ilacını kullandığı için huzursuzluk duyduğunu belirtiyor. Bu durum insanların konuyu sorgulamaya ve araştırmaya başladığının bir göstergesi. Sorgulamaya başlamak ise gerçeklere ulaşmanın ilk adımı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder